Sizlere Türk resmi tarihinde geçmemekle birlikte İngiliz ve Avustralya kaynaklarında geçen ilginç bir olaydan bahsetmek isterim. “27 Eylül 1918 Suriye Cephesinde Ziza Olayı” . Hazırsanız başlayalım.
19 Eylül 1918 Nablus bozgununda , şimdiki Ürdün topraklarında konuşlu Mersinli Cemal Paşa komutasındaki 4. Ordu , ana saldırıdan daha önce başlayan Emir Faysal ve Lawrence komutasındaki Bedevilerin saldırılarına maruz kalsa da ilk günlerde bütünlüğünü korumuştu. Ancak+
Filistindeki birlikler Şeria nehrinin batısına çekilince arkadan çevrilme tehlikesi başgösterdi.22 Eylül'den itibaren 4.Ordu birlikleri de geri çekilmeye başladılar.25 Eylül 1918'de Avustralya ve Y.Zelanda birlikleri 4.Ordu'nun savunduğu şimdiki Ürdün'ün başkenti Amman'a girdiler
Türk resmi tarihi isim vermeden Amman savunmasına destek vermeyen 48. Tümen Komutanı Albay Asım (Gündüz)' ü eleştirir. Amman'ın aslında dayanabileceğini yazar. Neyse konumuz bu değil. Asıl anlatacaklarım başka +
Bu arada 219 km güneyde, Ma'an'da bulunan 2.Kolordu birlikleri de kuzey'e doğru geri çekilmeye başlarlar. Amaçları Amman üzerinden demiryolu hattı ile daha kuzeye gidebilmektir. Ancak Amman'ın düşman eline geçmesiyle 4.Ordu'nun diğer unsurlarıyla bağlantıları kesilmiştir. +
Amman'ı ele geçiren Yeni Zelandalı General Chaytor güneyden yaklaşık 5000 kişilik bir Türk birliğinin gelmekte olduğunu öğrenince hazırlıkları yapar. Avustralya 1. ve 2. Hafif Süvari birlikleri Amman yolunu kapatır. Su kaynakları tutulur. Daha kuzeye geçiş imkansız hale getirilir
Hava keşifleriTürk birliklerinin şimdiki Amman Havalimanı'na yakın Hicaz Demiryolu istasyonu Ziza'ya geldikleri bildirir.Türk birliklerinin üzerine bildiri atılır.Akşama kadar teslim olmadıkları takdirde bombalanacakları yazmaktadır.Ancak başka bir gelişme işin rengini değiştirir
Beni Sakr kabilesine mensup 10.000 kadar Bedevi Ziza'da 2.Kolordu'yu çevirmiştir. Çevrelerinde gezerek, bağırıp çağırıp havaya ateş açarak gösteri yapmaktadırlar. Bedevilerin saldırması demek çölün ortasında soyularak, işkence edilerek ölümden başka birşey değildir.
Bu arada Teğmen Cameron komutasındaki 200 kişilik Avustralyalı süvari grubu Türk tarafının karşısına çıkar. Komutan Ali Vehbi Bey (?) (İsmet Görgülü o dönemde Albay Şevket Bey olduğunu yazıyor) , Cameron'a silahlarını teslim ederse Bedevilere karşı savunmasız kalacaklarını+
kendilerini koruyabilecek yeterince güçlü bir İngiliz birliği gelmediği müddetçe teslim olmayacaklarını belirtir. Cameron durumu geriden gelen diğer grubun komutanı Albay Ryrie'e bildirir. Bedeviler saldırıya hazırlanmaktadır. +
Durum kritiktir. Albay Ryrie Türklere silah bıraktırırsa bu kadar kuvvete karşı koruyamayacağını anlamıştır. Önce Bedevi şeyhlerle görüşür. İki ileri gelen Bedevi'yi yanına alarak Türklerin kampına girer. Ani bir kararla Bedevileri rehin aldığını bildirir. +
İleri gelenleri rehin alınınca Beni Sakrlar harekete geçmezler. 27 Eylül 1918 gecesi Türk askerleri ile Avustralyalılar birlikte elde silah beklerler. Yemekler birlikte yenir.Türk askerlerinden 8 e 1 daha fazla olmalarına rağmen Avustralyalılarla bir sürtüşme yaşanmaz.
Sabah Yeni Zelanda Tugayı Ziza'ya varır.2.Kolordu'nun 5000 Türk asker silahları 13 sahra topu, 30 makinalı tüfek, büyük miktarda cephane de bırakarak teslim olurlar. Bedeviler hayal kırıklığı içerisindedirler. +
Ne yazık ki aynı tarihlerde özellikle Deraa-Şam arasında dağınık bir şekilde çekilenler bu kadar şanslı değildir. Ziza olayı 'da Nablus yenilgisinin pek bilinmeyen acı hatıralarından biridir. (Sabrınız için teşekkürler)
Düzeltme : *Avustralyalılar 8 e 1 daha az sayıda olacaktı.
Ziza olayı ek bilgi : @James_Barr 'ın "Çöl Ateşi" kitabında (s. 186 ) Beni Sakhr kabilesinin önde gelen ismi Favaz Bin Faiz'in Türkler tarafından zehirlendiğini yazıyor. Ziza olayına Beni Sakhrların intikam isteği de katkıda bulunmuş olabilir.